Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası’nda yaptığı konuşmada, Önümüzdeki yıl milli elektrikli lokomotifimizin üretimine başlıyoruz.” dedi.
İstanbul
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası’ndaki konuşmasında, şuranın ülkeye ve sektöre hayırlı olmasını diledi.
Üç gündür devam eden şura toplantıları boyunca değerlendirmeleri, fikirleri ve teklifleriyle ulaştırma ve haberleşme sektörünün vizyonuna katkı sağlayan herkese teşekkür eden Erdoğan, şuranın düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik etti.
Erdoğan, ülkeyi uzun yıllarca havacılık sektöründe temsil eden Atatürk Havalimanı’nın ulaştırma sektörünün en kapsamlı ve en önemli uluslararası organizasyonuna ev sahipliği yaptığını, dünyanın en büyük teknoloji festivali TEKNOFEST’in de gerçekleştiği havalimanının bundan sonra ulusal ve uluslararası ölçekteki fuar, etkinlik ve yarışmalara ev sahipliği yapmayı sürdüreceğini kaydetti.
Bundan 12 yıl önce 2009’da yapılan 10. Ulaştırma Şurası’nın hedef 2023 diyerek gerçekleştirildiğini, bugün 2023’ün eşiğinde tekrar ulaştırma ve haberleşme sektörlerinin mevcut durumunun ve geleceğinin konuşulduğunu dile getiren Erdoğan, “Kalkınmanın temel altyapısı olan bu yatırımlar konusunda nereden nereye geldiğimize baktığımızda gerçekten çok büyük mesafe kat ettiğimizi görüyoruz. Dün bir vizyon, bir hedef olarak ifade ettiğimiz başlıkların çoğu bugün tamamlanmış projeler olarak önümüzde duruyor.” dedi.
Bunların bir kısmını ana hatlarıyla paylaşacağını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Dikkat çekmek istediğim husus şudur. Şu anda karşımızda duran fotoğrafta tamamlanan projeler yanında bundan sonrası için yapmamız gereken işleri, eksiklerimizi, gelişen ve değişen dünyanın ortaya çıkardığı yeni ihtiyaçları da görüyoruz. Özellikle salgın ve iklim değişikliği gibi son dönemde ağır sonuçlarıyla daha sık yüzleşmeye başladığımız küresel krizler kendi gerçeklerini dayatmaktadır. Bu durum diğer alanlarla birlikte ulaştırma ve haberleşme sektörlerinde de ciddi değişimlere, yeni yönelimlere sebep olmaktadır. Esasen yaşadığımız sürecin tarihi arka planı da bize aynı gerçeği işaret ediyor.”
“Ortak bilinç harekete geçirilmezse insanlığı kaos dönemi bekliyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlık tarihi boyunca önemli değişimlerin hemen hepsinin gerisinde, iklim değişikliklerinden yeni ulaşım alternatiflerinin ortaya çıkmasına kadar bugün tekrar tartışılmaya başlanan gelişmeler bulunduğunu ifade ederek, meseleye bu açıdan bakıldığında dünyanın yeni ve gerçekten köklü değişimin eşiğinde olduğunu gördüklerini anlattı.
Şayet bu süreci ülkeler ve toplumlar olarak doğru okur, üzerlerine düşen sorumlulukları adil bir şekilde yerine getirirlerse insanlığın ortak geleceği adına hayırlı bir iş yapmış olacaklarını belirten Erdoğan, eğer bu ortak bilinci harekete geçiremezlerse insanlığı yeni sancılı ve ağır maliyetli bir kaos döneminin beklediğinin de açık olduğunu kaydetti.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye tarih boyunca tüm büyük değişimlerin yaşandığı coğrafyada yer alan bir ülke olarak önümüzdeki yeni sürecin de öncülüğünü yürütme sorumluluğuyla karşı karşıyadır. Bilindiği gibi kadim medeniyetleri besleyen Uzak Doğu’yu batıya bağlayan Baharat Yolu ve Çin’den Akdeniz’e uzanan İpek Yolu gibi önemli önemli ticaret hatları hep bu coğrafyadan geçiyordu. Her ne kadar sanayi devrimiyle birlikte başlayan bu sürecin nispeten dışında kalmış olsak da coğrafyamız jeostratejik önemini hiçbir zaman kaybetmedi. Bugün üretimden lojistiğe her alanda yeniden merkez olma konumunu güçlendiren bu güzel coğrafyanın sakinleri olarak insanlığa sunacağımız katkıları artırmak için biz hazırız. Kendimizle birlikte tüm dostlarımızı ve kardeşlerimizi de bu büyük atılımda birlikte olmaya, birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.”
“Güçlü demokrasi ve kalkınma altyapısı avantaj sağladı”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 yılda kurulan güçlü demokrasi ve kalkınma altyapısının, yeniden inşa sürecine giren küresel yönetim ve ekonomi sisteminde hedefledikleri yere varma konusunda kendilerine büyük avantaj sağladığını dile getirerek, salgın döneminde bu fiziki altyapının, insan gücünün öneminin ve başarısının sağlık hizmetlerinde görüldüğünü kaydetti.
Erdoğan, şimdi üretim ve lojistik konusunda aynı tabloyla karşı karşıya olduklarını belirterek, “Hamdolsun bu alandaki altyapımız da oldukça güçlüdür. Hem mevcut altyapımızı en verimli şekilde kullanarak hem yeni yatırımlarla bunu daha da geliştirerek önümüzdeki fırsatları değerlendirmekte kararlıyız.” dedi.
“Bu coğrafyada ulaşım yatırımı yapmanın zorluklarını en iyi sizler bilirsiniz”
Erdoğan, Türkiye’yi hala eski haliyle hatırlayanlara ellerindeki imkanları göstererek iş birliği fırsatlarını genişletmek istediklerini belirtti.
“Bizim diğer pek çok ama pek çok ülkeden farkımız, sadece kendimiz kazanmanın değil, birlikte kazanmanın peşinde olmamızdır.” diyen Erdoğan, Afrika’dan Asya’ya kadar tüm coğrafyalarda dostlarına hep bu teklifle gittiklerini, adımlarını da hep bu anlayışla attıklarını, medeniyetin ve kültürün emaneti olan bu yaklaşımla yollarına devam ettiklerini ve edeceklerini söyledi.
Türkiye’nin, Avrupa’dan doğuya doğru Kafkaslar’a ve Orta Asya’ya, güneye doğru da Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya uzanan 780 bin kilometrekarelik bir alana sahip olduğunu anımsatan Erdoğan, “Yaklaşık 2 bin kilometre uzunluğa sahip boğazlardan nice dağlara, engebelere kadar hayli çetin yerleri olan bu coğrafyada ulaşım yatırımı yapmanın zorluklarını en iyi sizler bilirsiniz. Biz kara yolundan demir yoluna, hava yolundan deniz yoluna kadar her alanda işte bunu başardık. Türkiye olarak ulaştırma ve haberleşme alanlarında geçtiğimiz 19 yılda 1 trilyon liralık kamu yatırımını hayata geçirmiş bir ülkeyiz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yatırımların her birinin şura çalışmaları boyunca mutlaka zikredildiğini ve konuşulduğunu ama bunların bir kısmını ana başlıklarıyla tekrar ifade etmek istediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kara yolunda bölünmüş yol uzunluğunu 6 bin 101 kilometreden aldık, 28 bin 340 kilometreye çıkardık. Böylece yolcu ve yük taşımacılığında hızlı, konforlu, güvenli bir kara yolu ulaşımı altyapısını kurduk. Ülkemizin pek çok yerinde, halen devam eden bölünmüş yol inşaatlarını da peyderpey hizmete vererek bu rakamı sürekli artırıyoruz. Otoyol uzunluğumuzu, 1714 kilometreden 3 bin 532 kilometreye yükselttik. Balkanlar’dan ülkemize giriş kapısı olan, Edirne’den Orta Doğu’ya çıkış kapısı olan Şanlıurfa’ya kadar kesintisiz otoyol ulaşımına sahip bir ülkeyiz. Halen sürmekte olan Aydın-Denizli, içinde 1915 Çanakkale Köprüsü’nün de yer aldığı Malkara-Çanakkale gibi projelerle otoyol uzunluğumuzu 2023’te 4 bin 100 kilometrenin üzerine çıkarıyoruz. Bölünmüş yol ve otoyol yanında diğer güzergahlarımızda yaptığımız çalışmalarla 14 bin 300 kilometre daha yüksek standartlı tek yolu ülkemize biz kazandırdık.”
“Ülkemizde ilk defa yüksek hızlı tren hatlarını inşa ettik ve işletmeye açtık”
Coğrafyanın zorluklarının üstesinden gelmek için dağların tünellerle, vadileri ve akarsuları köprülerle geçtiklerini belirten Erdoğan, “Yollarımızdaki toplam tünel uzunluğunu 50 kilometreden 631 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğunu 311 kilometreden 710 kilometreye çıkardık. Ülkemizde ne aşılmaz dağlar ne geçilmez vadiler ne adına türküler yakılan geçit vermez ırmaklar bıraktık. Ülkemizin dört bir yanına yayılan bu eserlerle artık kara yolu ulaşımı vatandaşlarımız için külfet olmaktan çıkıp keyif haline dönüşmüştür.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, yakıttan sağladığı tasarruf yanında emisyonu azaltarak çevreye de önemli katkıda bulunan kara yolu yatırımları sayesinde Türkiye’de taşıt hareketliliği yüzde 170 artmasına rağmen kazalarda yüzde 80 azalış olduğunu vurguladı.
Önem ve öncelik verdikleri bir diğer alanın demir yolu yatırımları olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Osmanlı’dan ve Cumhuriyet’in ilk yıllarından kalan demir yolu ağlarımız uzunca bir süre ihmal edilmişti. Neredeyse hiçbir geliştirme ve ilave yapılmadan teslim aldığımız 12 bin 803 kilometre demiryolu ağımızı baştan sona tamamen yeniledik. Mevcut hatlardaki sinyalizasyon ve elektrifikasyon çalışmalarında önemli mesafe katettik. Ülkemizde ilk defa yüksek hızlı tren hatlarını inşa ettik ve işletmeye açtık. Halen 3 bin 500 kilometre uzunluğa sahip yeni demir yolu hatlarımızın inşası sürüyor. Yüksek hızlı tren hatlarında Ankara-Sivas bölümünü yakında açıyoruz. Diğer pek çok güzergahta da çalışmalar hızla devam ediyor. Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Hattı sayesinde Batı Avrupa’dan Uzak Asya’nın en ucuna kadar kesintisiz tren seferi yapılabilmesini mümkün hale getirdik. Marmaray’ın da entegre olduğu bu hat, küresel ticaret ağlarında yeni ve önemli bir alternatif olarak giderek daha öne çıkmaktadır.”
“Türkiye’yi potansiyeline uygun bir hava yolu altyapısına kavuşturduk”
Uluslararası ve ulusal demir yolu ağları yanında şehir içi ulaşımında da raylı sistemleri hızla geliştirdiklerini belirten Erdoğan, “Halihazırda 12 şehrimizde 811 kilometrenin üzerinde şehir içi raylı sistemi faaliyet gösterirken, 7 şehrimizde 185 kilometre uzunluğa sahip raylı sistemin inşası devam ediyor.” bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu güzel gelişmeleri demir yolu endüstrisinde yaptıkları yatırımlarla bir adım daha öteye taşıdıklarını vurgulayarak, “Raylı sistem araçları üreten firmalarımızı tek bir çatı altında toplayarak önemli bir atılım yaptık. Milli elektrikli tren setimizi geliştirdik. Önümüzdeki yıl milli elektrikli lokomotifimizin üretimine başlıyoruz. Hızlı tren tasarımını tamamladık, prototip üretimi safhasındayız. Aynı şekilde metro, banliyö, tramvayda da üretebilecek hale gelmek üzereyiz.” dedi.
Türkiye’nin en büyük atılımları yaptığı alanlardan birinin de hava yolu taşımacılığı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bulunduğu coğrafya itibarıyla doğunun ve batının, kuzeyin ve güneyin yani insan ve yük taşımacılığının en yoğun olduğu hatların merkezinde yer alan Türkiye’yi potansiyeline uygun bir hava yolu altyapısına kavuşturduk. Yurt içinde havalimanı sayımızı 26’dan 56’ya çıkardık. Halen inşası devam edenlerle havalimanı sayımız yakında 61’e ulaşacak. Yurt dışı uçuşlarımızın sayısını 50 ülke ve 60 noktadan 127 ülke ve 329 noktaya yükselttik. Yaklaşık 3 yıldır hizmette olan İstanbul Havalimanı’mız dünyanın en iyileri arasında ikinci sırada, Avrupa’da en yoğun havalimanı sıralamasında ilk sırada yer alıyor. Şimdilik 90 milyon kapasiteye sahip bulunan fakat bunu 200 milyona kadar yükseltme imkanı olan İstanbul Havalimanı’mız, Türkiye’nin büyük vizyonunun sembollerinden biri haline gelmiştir. Türk Hava Yolları da dünyanın en iyi hava yolu şirketleri arasındaki yerini sürekli yükselterek zirveye oynuyor. Hava ulaşımındaki yatırımlarımız ve elde ettiğimiz başarılarla hem ülke içinde hem dünyada erişmedik yer bırakmama hedefimize büyük ölçüde yaklaştık.”
“Deniz taşımacılığındaki en büyük projemiz, Kanal İstanbul’dur”
Bunun yanında dünya ticaretinin yüzde 90’ını üstlenen deniz yolu ulaşımını da ihmal etmediklerini aktaran Erdoğan, Türkiye’nin dış ticareti içinde deniz yolunun payını 4 kat artırdıklarını, sadece bu yılın ilk 7 ayında deniz yolu ile yapılan dış ticaretin 158 milyar doları bulduğunu kaydetti.
Erdoğan, Filyos Limanı, Rize İyidere Lojistik Limanı, Çandarlı Limanı, Mersin Limanı’nın genişletilmesi gibi projelerle deniz yolu ulaşımının ticaretteki payını daha da artırmanın gayreti içinde olduklarını ifade etti.
Hizmete açılan Filyos Limanı’nın hızla Rusya, Balkanlar ve Ortadoğu bölgesinin ticaret trafiğinde önemli bir merkez haline gelmeye başladığını belirten Erdoğan, “Diğer projelerimizi de tamamladığımızda ülkemizin deniz yolu ticaretinden aldığı payı oldukça yükseltmiş olacağız. Tersane sektöründe ve yat imalatında da ülke olarak önemli bir yere geldik.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hiç şüphesiz deniz taşımacılığındaki en büyük projemiz, Kanal İstanbul’dur. İstanbul Boğazı’nın artık artan yük ve yolcu trafiğini taşıyamaz hale geldiği, kıyılarımızın sürekli tehdit altında olduğu gerçeği bizi böyle bir alternatif arayışına yöneltmiştir. Yaklaşık 10 yıl önce gündeme getirdiğimiz Kanal İstanbul, enine boyuna konuşulmuş, tartışılmış, gereken hazırlıkları yapılmış ve nihayet fiilen uygulanma aşamasına gelmiştir. Sazlıdere Köprüsü, Kanal İstanbul’un ilk somut adımıdır. Bunu, ihalesi ve yer teslimi yapılarak inşasına başlanan Halkalı-Kapıkule Demiryolu Köprüsü izlemiştir. Proje kapsamındaki diğer işleri de belli bir plan dahilinde bu şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. Kanalın kazısına da programdaki plana göre başlayacağız.”
Ulaşım projelerinin artık ayrılmaz bir parçası haline gelen haberleşme yatırımlarında çok büyük ilerlemeler sağlandığını kaydeden Erdoğan, “Kendi uydularımızı üretme ve fırlatma aşamasına gelmiş olmamız, bu alanda katettiğimiz mesafenin en somut örneğidir. Geniş bant internetten fiber hatlara, mobil aboneden operatör tarifelerine kadar iletişimin her alanında kurumlarımıza ve halkımıza verdiğimiz hizmetin standardını yükseltiyoruz. Amacımız bilişim teknolojilerinde tüketen, takip eden değil, geliştiren, yön veren, üreten konumuna geçmektir. Bunun için 5G başta olmak üzere geleceğin teknolojilerindeki millilik ve yerlilik oranlarını yükseltmenin gayreti içindeyiz.” diye konuştu.
Erdoğan, dijitalleşmenin giderek daha çok önem kazandığını dile getirerek, “Vakitten yakıta kadar her konuda avantaj ve tasarruf sağlayan akıllı ulaşım sistemlerini hızla yaygınlaştırmakta kararlıyız. Hazırladığımız strateji ve eylem planlarıyla tüm bu hedeflere doğru adım adım ilerliyoruz.” dedi.
Ulaştırma ve Haberleşme Şurası’nda tartışılan her konunun, başlığın önemli kazanım ve rehber olduğunu vurgulan Erdoğan, şuranın düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, konuşmasının ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu tarafından bir tablo hediye edildi.