Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İsveç’te Abdullah Öcalan ve PKK sembollerine ilişkin görüntülerle ilgili, “Bu görüntüler PKK terör örgütünün o ülkede ne kadar şımartıldığının en çarpıcı örneklerinden biridir. Hala bu meydan okumaya rağmen İsveç hükumeti bunları tamamen ortadan kaldırmak için adım atmayacaksa, o zaman bu müzakerelerin ilerlemesinin imkanı yok” açıklamasını yaptı.
“Biz kendi temel ilkelerimizi açık ve net bir şekilde ortaya koyduk.”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, ATO Congresium’da öğrencilerle bir araya geldi ve Kalın, burada yaptığı konuşmanın ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.
İbrahim Kalın, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için başlattığı sürecin, çeşitli müzakerelerle devam ettiğini ifade etti.
Kalın, “Bizim iki hafta önce onları Ankara’da ağırladığımız bir toplantı gerçekleşti. Daha sonra ise telefon diplomasisi yoluyla bu sürecin nasıl ilerleyeceğine dair biz kendi temel ilkelerimizi açık ve net bir şekilde ortaya koyduk. Bizim beklentilerimizin ne olduğu herkesin malumu, bunu herkesle açık ve net bir şekilde paylaştık. Özellikle İsveç ve Finlandiya’da bulunan PKK, PYD, YPG, FETÖ ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin ve bunların paravan örgütlerinin varlıklarına son verilmesi, burada para toplanmasının, eleman devşirmesinin Türkiye aleyhine faaliyet ve propaganda yapılmasının tamamen önlenmesi beklentilerimizin temelini oluşturuyor” dedi.
“70 küsur yıldır ortaya koyduğu bazı temel güvenlik ile ilgili ilkeler var.”
“70 küsur yıldır ortaya koyduğu bazı temel güvenlik ile ilgili ilkeler var. Yeni üye olacak ülkelerin de riayet etmesi, bir başka mevcut olan üye ülkenin de güvenlik ile ilgili kaygılarını karşılayacak adımlar atması bir tercih değil zarurettir. Bunu biz karşı tarafa ilettik. Yürütülen müzakereler çerçevesinde bizde yarın Dışişleri Bakan Yardımcısı Sayın Sedat Önal ile birlikte Brüksel’e bir ziyaret gerçekleştireceğiz. NATO’da önce Genel Sekreterin kabine şefiyle daha sonra da İsveç ve Finlandiyalı mevkidaşlarımızla bir toplantı gerçekleştireceğiz. Bilindiği gibi ortaya çıkan bazı görüntüler var. Bu görüntüler de PKK terör örgütünün o ülkede ne kadar şımartıldığının en çarpıcı örneklerinden biridir. Hala bu meydan okumaya rağmen İsveç hükumeti bunları tamamen ortadan kaldırmak için adım atmayacaksa, o zaman bu müzakerelerin ilerlemesinin imkanı yok. Kendileri adım atacaklarını ifade ediyorlar. Bu adımların neler olduğunu somut olarak görmek istiyoruz”
“Madrid Zirvesi’ni bir son tarih olarak görmüyoruz.”
“Burada stratejik konsept kağıdının revize edilmesi, hem de Ukrayna savaşı, gıda güvenliği, terörle mücadele gibi konular ele alınacak. Zirve bu anlamda son derece önemli. Biz Finlandiya ve İsveç’in üyelik süreci açısından Madrid Zirvesi’ni bir son tarih olarak görmüyoruz. Yunanistan, Kuzey Makedonya üyeliğine tam 11 yıl sadece isim meselesi nedeniyle itiraz etmiş ve Makedonya’yı 11 yıl kapıda bekletmiştir. Yunanistan ve Makedonya arasında bir savaş söz konusu değildi. Sadece bir isim meselesinden dolayı Yunanistan tarafı o üyeliği 11 yıl bekletti. Burada 1999 yılında NATO’nun ilan ettiği bir üyelik müktesebatı var. Belli şartlar ve ilkeler var. Bunlara uymak suretiyle bir üyelik söz konusudur. Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarının karşılanması son derece açık, haklı ve meşru bir beklentidir. Biz o istediğimiz adımları gördükten sonra bu sürecin ilerlemesinden bahsedebiliriz. Genel ifadelerin bizi tatmin etmesi söz konusu değildir.”
“Sayın Cumhurbaşkanımızın da farklı liderlerle zirve marjında bir dizi görüşmeleri olacak.”
“Çoklu görüşmeler olacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın da farklı liderlerle zirve marjında bir dizi görüşmeleri olacak. Biz bu zirveye NATO’nun 70 yıllık en önemli üyelerinden birisi olarak katılacağız. Ukrayna savaşı münasebetiyle Türkiye’nin stratejik öneminin yeniden yükseldiği bir dönemde, gıda krizinin çözülmesi için attığımız adımları orada değerlendireceğiz. Biz bu zirvenin her yönüyle başarılı bir zirve olmasını temenni ediyoruz. Dost ve kardeş ülke olarak İspanya’nın da Madrid’de yapılacak bu zirveye çok iyi bir ev sahipliği yapacağını düşünüyoruz. İspanya, Türkiye’nin PKK ve benzeri paravan örgütlerle nasıl mücadele ettiğini anlayan bir ülkedir. Türkiye’de konuşlu bulunan patriot bataryalarının da İspanyol hükumeti tarafından süresi uzatıldı. Bundan dolayı da onlara teşekkürlerimizi iletiyorum.”
