Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı’yla ilgili Batı’dan gelen eleştirilere tepki gösterdi; “Bu adımı durdurmayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen Terörle Mücadele ve Bölgesel Bağlantılılık Konulu 3. Parlamento Başkanları Konferansı Açılış Resepsiyonunda, 2017 İslamabat Deklarasyonu ve 2018 Tahran Deklarasyonunda ortaya konan terörle mücadele ve bölgesel iş birliğinin geliştirilmesi anlayışının, 2019 İstanbul Deklarasyonu ile çok daha ileri bir seviyeye ulaşacağına inandığını söyledi. Erdoğan, sahip olunun ortak medeniyet birikiminin yeniden insanlığın kutup yıldızı haline getirilebileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bunun için atmamız gereken ilk adım her alanda özellikle coğrafyamızın üzerine bir utanç damgası gibi vurulmaya çalışılan terör konusunda fikir birliğine varmaktır. Meclis Başkanları Konferansının bu doğrultuda önemli bir inisiyatif olduğuna inanıyorum. Kendi halklarının en yüksek temsil merci olan parlamentoların sahip çıktığı böyle bir vizyonun ülkelerimizde kök salacağından şüphe duymuyorum. Terör, yüzyılımızın vebasıdır. Çocukları, kundaktaki bebekleri, okula giden öğrencileri, ibadethaneleri, kütüphaneleri hedef almaktan çekinmeyen bir barbarlığa şahit olduk. Terör örgütlerinin kayıpları 10 binleri bulmasına rağmen maalesef arkalarındaki destek kesilmediği için soruna köklü çözüm bulamadık. PKK DHKP/C, MLKP gibi ideolojik söylemli örgütlerin yanı sıra DEAŞ ve FETÖ gibi dini söylemleri istismar eden örgütlerle karşı karşıya kaldık.”
Erdoğan, “Teröristlerin kapımıza dayanmasını beklemek yerine sorunu yerinde kurutma kararı aldık. Bu amaçla sınırlarımız dışında yuvalanan terör örgütlerini ise bulundukları yerlerde imha etmeyi amaçlayan bir mücadele stratejisi geliştirdik. Türkiye, komşularının ve diğer tüm ülkelerin toprakları üzerindeki egemenlik haklarına ve sınırlarına saygılıdır ama bir şartla; bu şart da buralardan ülkemize yönelik eylemler yapılmaması, düşmanca faaliyetler yürütülmemesidir” diye konuştu.
Suriye’de yaşananlara değinerek, 10 bin kilometre uzaktan koalisyon güçleriyle Suriye’de yer alanların bir şeyi ihmal ettiğini belirten Erdoğan, “O da nedir? Bizim defaatle söylediğimiz PYD, YPG, DEAŞ, bunlar birer terör örgütüdür. Ne yazık ki Batı, PKK’ya terör örgütü diyor ama onun yan kolları olan PYD, YPG’yi terör örgütü olarak kabul etmiyor. Bütün belgeleriyle kendilerine verdiğimiz halde kabul etmiyor. Biz mücadelemizi bunlarla sürdürüyoruz. Peki bunlar ne diyor? Batı ve Amerika, hep birlikte söyledikleri şu, ‘Siz Kürtleri öldürüyorsunuz.’ Kürtler bizim kardeşimizdir. Bizim bu mücadelemiz Kürtlerle değil, bu mücadelemiz terör örgütleriyledir. PYD, YPG, DEAŞ, bunların hepsi birer terör örgütüdür. Bütün belgeler, her şey elimizde” diye konuştu. Erdoğan, Suriye’yi bölmek, parçalamak için değil, orada yaşayanların hepsinin hukukunu korumak için orada yer aldıklarını anlatarak, “Ama şu anda koalisyon güçlerinin böyle bir derdi yok. Diğerlerinin böyle bir derdi yok ama bizim böyle bir derdimiz var. Çünkü biz sürekli oralardan tehdit alıyoruz.” dedi. Türkiye’nin Suriye’yle 911 kilometre sınırı olduğunu anımsatan Erdoğan, Irak hariç bunların hiçbirinin Suriye’yle sınırı olmadığını belirtti.
Teröristlerin havan topları atışlarıyla bir yaşındaki Suriyeli çocuğun öldüğünü hatırlatan Erdoğan, “Bunun yanında yine 10’a yakın insanımız öldü. Bundan önce yüzlercesi öldürüldü. Biz bunu ne zamana kadar bekleyeceğiz? Bekleyemeyiz. Biz Türkiye olarak 911 kilometre sınırımız olan ve Suriye rejiminin dahi kabul etmediği PYD, YPG’ye karşı attığımız bu adımı, asla durdurmayacağız. Kim ne derse desin durdurmayacağız. Bize sağdan, soldan şu anda tehditler geliyor. ‘Bu gidişi durdurun.’ diye. Sayın Trump’a da söyledim, diğerlerine de söyledim. ‘Bunu durduracaksınız, durdurun.’ dedik size ama durdurmadınız. Şimdi biz kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Artık geri adım atmayacağız.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki teröristlerin tamamı, Trump’ın ifade ettiği 32 kilometrelik sınırdan daha güneye gidene kadar bu mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.