Günümüzde birçok insanın kendi kendine sorduğu bir sorudur? Neden olmaz, neden olmuyor, olmalı, mutlaka olacak, mutlaka başarmalıyım, başarısız olamam gibi soruları kendimize sorar ve söyleriz. Başarmak için hiç bıkmadan yorulmadan uğraşırız, tüm hayatımızı harcarız. Sonuçta başaran ve kazanan hep biz olmalıyız diye…
Bu hayatta bizlere doğru öğretildiği düşünülen bazı bilgiler vardır, örneğin; insan isterse mutlaka olur, insan isterse başarır diye. İnsan hep başarmak zorunda mıdır? Evet oğlum-kızım sen hep başarmalısın, okumalı, iyi bir evlilik yapmalı, güzel çocukların olmalı.
Ne güzel temenniler, hedefler ve dilekler değil mi! peki ya hayat nasıl? hayatın dikenli yollarında mücadele vermek ayakta kalmak, sağlıklı olmak, iyi insanlara denk gelmek, kader çizgimiz nasıldır? Kader’ e birçok insan inanmaz- inanmayabilir de ama ben inananlardanım. Örneğin; başınıza bir felaket gelecekse bu durumu asla bilemezsiniz, önlem alabilirsiniz ama sonucu bilemezsiniz. Eşinizi seçersiniz ama anne ve babanızı seçemezsiniz, evladınızı doğurursunuz ama sağlıklı mı? özürlü mü? bilemezsiniz.
Az gelişmiş toplumların ve gelişmekte olan toplumların gelişmesi gereken temel özelliklerinden biri de Özentidir. Marka -mevki makam özentisi, para ve güç özentisi, ünlü olma özentisi. Şöyle kendinize bir sorun? son model akıllı telefonlar neden bu kadar güç- servet gösterisi diye. Yeni çıkan akıllı telefonlar nasılda hızla satılıyor diye, kişinin elindeki telefonu eskimeden yeni model için insanlar hızla alışveriş yapıyor. Şık bir yere gidilince ilk masaya konan cep telefonları oluyor meğer akıllı telefonlar olmadan önce ne kadar eksikmişiz! Sosyal medya olmadan önce ne kadar mutsuzmuşuz da haberimiz yokmuş. Dünya da birçok zengin akıllı telefon kullanmıyor, birçok CEO çocuğunu teknolojiden uzak
tutuyor veya kısıtlı zamanlarda kullanmalarına izin veriyor ki çocuklarının kişisel yetenekleri
gelişebilsin diye. Bizim ülkemizde ise çocuklar daha anne -baba demeden cep telefonları ile tanışıyor ve modern çağın cilvesi başlıyor. Üzüldüğüm diğer bir durum ise sosyal medya bağımlısı olmuş kişiler, sabah kalk her şeyini paylaş nereye gitmiş? ne giymiş? ne yemiş. Merak ediyorum bu yaptıkları paylaşımların amacı -hedefleri ne? bu paylaşımları onları mutlu ettiği için mi yapıyorlar? Yoksa bir şeyler ispat etmek için mi yapıyorlar. Sosyal medyadan çok iyi para kazanan insanlar var onun dışında Maşallah bizim ülkemizde herkes ünlü hani bir söz vardır ya; ‘’Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete’’.
Bu kadar paylaşımın içerisinde yolunu kaybeden çok insan var, kendini bu akıma kaptırıp bende yapmalıyım, bende giymeliyim, bende gitmeliyim diyen.
Mutlu olmayı unuttuk, sabah kalkıp başka hayatlara bakarak yaşamaya özenir olduk, kendimiz olmayı unuttuk. Vakit geçmeden kendi benliğimize dönmeliyiz, özentiyi bırakıp öz benliğimize dönmeliyiz. Çocukların yeteneklerini keşfetmeliyiz başkaları ile değil kendimizle yarışmalıyız. Sabırlı olmalıyız , şükür demeyi ve tevekkül etmeyi bilmeliyiz. Çünkü dışardan gördüklerimiz asla göründüğü gibi olmayabilir. Tabi ben bunları ifade ederken bir lokma bir hırka yaşayalım, bütün gün çalışmayalım demek istemiyorum yapabileceğimizin en iyisini yapalım, kendimiz için başaralım, ülkemiz bu topraklar için çalışalım diyorum. Başka hayatlar için değil ,biz öyle çalışalım biz öyle mutlu olalım ki insanlar bizi örnek alsınlar.
Sevelim; kendimizi -ailemizi -evlatlarımızı- yakınlarımızı sevelim ama olmuyorsa da zorlamanın hiçbir anlamı yoktur. Hazreti Mevlana demiş ki; Üzülme bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için yada gerçekten olmaması gerektiği için olmuyordur bu sözü hiç unutmayalım. Hayat da savaşmak, yenmek ve yenilmek var ama hep kazanmak yok kaybetmenin keyfine varalım ki kazanmanın kıymetini bilelim. Kendinizle savaşmayı bırakın önünüze bakın arkanıza bakarak ilerleyemezsiniz.
Benim en iyi yöntemlerimden biri yazmaktır, yazınca asla unutmazsınız ,yazmak büyük resmi görmenize yardımcı olur. Hedeflerinizi yazın ,hayallerinizi bile yazın , üç yıl sonra ne yapmak istiyorsunuz- beş yıl sonra nerede olmak istiyorsunuz yazın ve sonuç demekten asla korkmayın. Evet kader var dedim ama sonucu bırakmayın, planlayın- bütçenizi planlayın, hayatınızı planlayın zaten ne kadar plan yapsanız da mutlaka aksaklıklar olacaktır, ama siz sonuçta rotayı bilirsiniz. Yazdıkça hayatınız şekillenir , planladıkça hedefiniz netleşir ve önünüze daha rahat bakarsınız .Resminiz güzelse hayallerinizi çizin , çizin ki o resimde kendinizi görün.
Sonuçta, sizin kendinize yapacağınız her iyilik topluma, ailenize, ülkemize vatanımıza faydası olacaktır. Gerçekçi resimleriniz olsun, parçası olmak isteyeceğiniz resimler, hayatla kavga etmeyi bırakın, kim ne demiş- ne yapmışı bırakın , siz önünüze bakın, nefret, kin -öfke size bir şey kazandırmaz kendinizi aşağı çekmeyin kaç yaşında olursanız olun bir ilginiz olsun bu dediklerimi her yaşta yapabilirsiniz. Hayatta hedefler değişir , hedef kimine göre CEO olmak, kimine göre adım atıp yürüyebilmek, kimine göre oksijen tüpü olmadan nefes alabilmektir. Önce kendiniz i tanıyın, kişisel gelişiminize vakit harcayın, bakın içinizde ne cevherler var, ben biliyorum ve bundan eminim mutlaka bir yeteneğiniz vardır. Geri dönüp ecdadınıza bakın bu ülkeyi kurtarmak için ne fedakarlıklar yaptılar, yoktan var ettiler, kanlarını canlarını verdiler, bizler onların torunlarıyız bir yeteneğimiz vardır mutlaka. Mutlu olmaya özen gösterin.
Sevgi ve Saygılarımla.