Türkiye’nin toplam makine ihracatı yüzde 12,8 arttı
Türkiye’nin makine ihracatı yılın ilk çeyreği sonunda geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 12,8 artarak 6,9 milyar dolar oldu. En fazla makine ihracatının 847 milyon dolar ile Almanya’ya yapıldığı bu dönemde, sektör yüzde 230 artış sağladığı Rusya pazarında 561 milyon dolara ulaştı. Önceki yıllarda ihracat büyüklüğü olarak alt sıralarda yer alan Ukrayna pazarında da yüzde 92 artış sağladıklarına dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Ukrayna’nın kısa süre içinde ilk 10’a girmesini beklediklerini belirterek şunları söyledi:
“AB ve ABD’deki sıkı para politikalarına bağlı olarak yavaşlayan yatırım ortamının etkisiyle yılın ilk bölümünde, toplam makine ihracatımızdakayda değer bir ihracat artışı olmayacağını öngörüyorduk ama hem Rusya hem de Ukrayna’dan gelen yoğun talep tahminlerimizi aştı. İlk çeyrekte bu iki ülkeye ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 440 milyon dolar artışla 676 milyon dolar olarak gerçekleşti. Rusya’ya miktar olarak daha fazla makine göndermekle kalmıyoruz, geçtiğimiz yıla göre KG başına ihracat gelirimizi de 1,5 katına çıkarmış bulunuyoruz.”
“On seneden beri odağımızda olan Rusya pazarı riske giriyor”
Türkiye’nin Makinecileri olarak Kırım’ın ilhakından itibaren yoğun faaliyet göstermekte oldukları Rusya ile sektörel ilişkilerde gelinen seviyenin makine ihracatçılarını rahatlattığını fakat bu dönemin yeni gelişmelere de açık olduğunu belirten Karavelioğlu şunları ifade etti:
“NATO ülkeleri ile Rusya arasındaki gerilime bağlı olarak, ABD’nin ekonomik yaptırımlar konusundaki talep ve baskısı artıyor. Bununla beraber, Avrupa ülkeleri de Rusya’ya gerçekleştirilen dolaylı ihracatı daha fazla kontrol altına almaya çalışıyor. Danimarka’nın başlattığı dış ticaret kontrol mekanizmalarının, yaniüçüncü ülkeler vasıtasıyla ürünlerin Rusya bölgesine ihracatının AB genelinde yaygınlaşması muhtemeldir. Bankacılık sisteminde artan sorunlar ve giderek genişleyen yasaklı makineler listesi Rusya’yı ve en önemlitedarikçilerinden biri haline gelen Türkiye’yi zorlar mahiyette. İki yönlü bu gelişmenin, on seneden beri odağımızda olan bu ülkeye ihracatımız üzerinde menfi etkileri olacağı bellidir.”
Tüm etkilerin neticesinde Avrupa pazarının Türkiye için önemini ilk çeyreğe göre daha da artıracağı bu dönemde, yurtdışı ekonomik verilerini değerlendiren Karavelioğlu şunları belirtti:
“Avrupa’da resesyon beklentileri yerini sınırlı da olsa büyüme ihtimaline bırakırken, bölgenin ithalatında şu ana kadar bir yavaşlama olmaması ihracat potansiyelimizi koruduğumuzu gösteriyor. Bölgede küresel çapta teknolojik liderlik ve egemenlik oluşturabilmek için bir dizi politika hummalı bir şekilde uygulamaya geçiriliyor. Fakat Tedarik Yasası ve yeşil-dijital direktiflerle donatılmış engeller de bizleri bekliyor. Bu nedenle ihracatçı işletmelerimiz, başta Sürdürülebilirlik Reytingi olmak üzere birçok alanda acil önlemler almak, AB piyasalarına uyumlu norm ve sertifikalarda geç kalmamak zorunda.”