İnsan yaşamını adeta bir kabusa çeviren migren hastalığında devrim niteliğinde bir tedavi yöntemi geliştirildi. “Antikor Tedavisi” olarak adlandırılan tedavi, 100 hastanın 85’inin yüzünü güldürüyor! Hastanın ayda 1 kez kendisine kolayca yapabileceği enjeksiyon ile tedavi sağlanıyor.
Migren en sık görülen hastalıklar arasında
Günümüzde migren, en sık görülen rahatsızlıklar arasında yer alıyor. Bir beyin hastalığı olarak tanımlanan rahatsızlıkta baş ağrısı atakları, görememe, konuşamama, ileri seviyede ise kısmi felç gibi problemler ortaya çıkabiliyor.
Bazı migren türlerinde ise hiçbir şekilde baş ağrısı olmuyor. Bunun yerine baş dönmesi yaşanıyor. Migren baş ağrısı çoklukla tek yanlı, zonklayıcı, başın hareketiyle artan, beraberinde bulantının olabildiği, ağrı sırasında ışıktan, sesten, kokudan rahatsızlık duyulan, 4 saat ile 3 gün arası devam edebilen bir ağrı olarak belirtiliyor. Ayda 1 kadar seyrek olabildiği gibi ayın neredeyse her günü de yaşanabiliyor.
Kadınlarda daha sık görülüyor!
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ertaş, “Türkiye’de Avrupa ile benzer sıklıkta olup 18-65 yaş arası bireylerde yüzde 16.4 oranında görülüyor. Kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha sık olup Türkiye’de bu yaş aralığında her 4 kadından birinin migrenli olduğuna dikkat çekiliyor. Ağrıların sıklığı ve şiddetine bakıldığında Türkiye’de migreni olan bireylerin 3/2’sinde atak ilaçları dışında ek olarak önleyici tedavi gerekirken, önleyici tedavi alanların oranının sadece yüzde 4.9 olduğu belirtiliyor. Önleyici tedavi hastaların yaklaşık yüzde 80’inde etkili olurken, hastaların yüzde 95 oranında büyük bölümü tedavi görmediği için bu şanstan mahrum kalıyor” diyor.
Türkiye’de neredeyse bilinmiyor!
Prof. Dr. Mustafa Ertaş, “Bu antikorlar dünyanın her ülkesinde satışta olmasa da ülke olarak bu anlamda şanslı sayılırız. Ülkemizde 1 yıldır satışta olmasına rağmen halen birçok hekim hatta bazı nöroloji uzmanları bile bu tedaviden haberdar değil. Nöroloji uzmanlarının eğitici toplantılara katılanları arasında migren antikor tedavisini bilme oranı daha yüksek olmasına karşın hastalarına önerme şansları düşük. Bunun ana nedeni, Türkiye dışındaki tüm ülkelerde aynı fiyatta iken ülkemizde beşte biri fiyatlı olmasına karşın ekonomik koşullar gereği yine de yüksek kalışıdır. Bu durum hekimlerin bu antikorları kullanma konusundaki deneyim şanslarını azaltmakta ve etkilerine doğrudan tanık olma fırsatlarını ortadan kaldırmaktadır” diyor.
“Bu tedavi bir devrim niteliğindedir”
Prof. Dr. Mustafa Ertaş, “Bu tedavi bir devrim niteliğindedir. Migren hastalarının tedavi beklentisi; etkili, etkinin hemen görüldüğü, uygulanması kolay ve yan etkisiz bir tedavi yönündedir. Antikor tedavileri mevcut tedaviler içinde en etkili oluşu, etkisinin bir gün sonra ortaya çıkabilmesi, kayda değer bir yan etkisinin olmayışı ile bu beklentilerin tümünü karşılamaktadır. Tedavinin şimdilik tek olumsuz yönü ağızdan alınan ilaç tedavilerine göre biraz daha pahalı olmasıdır. Bununla birlikte diğer tedavilerdeki yan etkilerin oluşturduğu zararlar ve o yan etkiler için kullanılan ek ilaçlar da düşünüldüğünde aslında arada o kadar da büyük bir fark bulunmadığı görülmektedir. Benim bugün itibarıyla bu tedaviyi gören hasta sayım, daha sık kullanılan antikor için 250’dir. (ülkemizdeki diğer antikor için bunun daha altındadır.) Bu sayının sadece ülkemiz için değil yurt dışı için bile çok yüksek olduğunu söyleyebilirim. Bu yüksek sayının avantajı, bana migren antikor tedavisinin etkisini ilk elden test edip sonuçlarına tanık olma olanağı vermesidir” diyor.